Teori mi Pratik mi?
Türkiye’de Reklamcılık alanında eğitim veren üniversitelerin hali ortada.
Halkla ilişkiler ve Reklamcılık adı altında verilen eğitim, genç öğrencileri geçiştirmek
üzerine planlanmış birer program gibi.
Ancak İnsan Kaynaklarında standart bir iş yüküyle çalışmayı hedefleyen kişiler için Pr programlarını baz alacak olursak oldukça başarılı programlar.
Ancak kilolu ajans başkanlarını, seçmeli ders adı altında goy goy’a davet edip üzerine ücret ödemeleri de oldukça komik bir durum.
Reklam adı altında; ’’Falanca ünlü popçu bu markanın reklam yüzü olmuş, sizce neden?’’ gibi gereksiz sorularla günü geçirmeyi hedeflerler.
Ve bir gün Bir taksinin ön koltuğunda şoförle muhabbet ederken bu kilolu ajans başkanın ismini sinkaflarla hatırlatan reklamcı şoförlere hayret edersiniz.
Peki Ya reklamcılık?
Jüri hocalarının Prime Time’da izledikleri yetenek yarışmalarından baz aldıkları davranışlarla,
öğrencilere; ’’müşteri böyle yapar’’ düşüncesini empoze etmeye çalıştığı harcanmış değerli dakikalarla dolu
Teoriyi 1 derste pratiğe çevirmek için kendine ve öğrenciye inancı olmayan hocalar,
ve reklamcılığın sadece reklam kısmını öğrenebilen yetersiz mezunlar.
Yine de bazen bir akademisyen çıkıp tüm bunlara meydan okuyabilen ders içerikleriyle öğrencilerini şaşırtmayı başarmıştır.
Belediyelerin Pr projelerinde reklam yazarı olma hayalleriyle zehirlenmiş, egosu şişkin bir çok insan mezun oldu.
Hepsi birkaç sene içerisinde eriyip kayboldular.
Peki Ne Yapmalı?
Bu durumda 2 aksiyon planınız olmalı, ilki ekonomik durumunuz uygunsa, Yurt dışında çalış/oku programlarını tercih edebilirsiniz.
Vakıf üniversiteleriyle aralarında ekonomik anlamda bir fark yok ve size %50 Don Draper olma garantisi de sunuyorlar.
ayrıca seçtiğiniz ülkeye göre yurt dışında daha ekonomik şartlarda yaşayabilmeniz de mümkün.
Gelelim ikinci seçeneğimize bu birazcık daha karmaşık olsa da sistemin içinde yer alma garantiniz daha yülsek.
Çünkü ben yurt dışında falanca ajansta çalıştım dediğinizde, Fransız etkisi yaşayan reklam ajansı çalışanları da bir o kadar fazla.
İmkanlarınız müsait değil ancak hevesiniz ve azminiz yüksekse; bir ajans seçip ücretsiz veya stajyer maaşıyla çalışmayı teklif etmelisiniz.
Hem oku, Hem çalış formatını kendiniz de yaratabilirsiniz. Ajanslar her zaman taze kana ihtiyaç duyarlar çünkü fikirler de üretenler gibi zamanla yaşlanırlar.